Maqam. Percorsi tra le musiche d’arte in area mediorientale e centroasiatica

//Maqam. Percorsi tra le musiche d’arte in area mediorientale e centroasiatica

Maqam, Percorsi tra le musiche d’arte in area mediorientale e centroasiatica – Giovanni De Zorzi / Makam. Ortadoğu ve Orta Asya’da Müzik ve Sanat Arasındaki Yollar

Jean During’in kitap için yazdığı önsöz. (Çeviren: Hasan Baran Fırat)

Çok yakın zamana kadar editöryel gereklilikler ve müzikolojik bilgilerin kısıtlılığı; müziğin ulus merkezli kamplara ayrılmasına ve dolaylı olarak bu ayrımın yaygınlaşmasına neden oldu. Alfabetik sınıflandırmalar gibi sözlük ve ansiklopedi çalışmalarının da dikte ettiği bu durum, çalışmaların başlıklarına kadar yansımıştır. Örnek başlıklar: Die Musik der Araber (R. G. Kiesewetter 1842), La Musique arabe (H. H. Touma 1969), Musique de Turquie (U. & K. Reinhard 1969), Classical Persian Music (E. Zonis 1973), vb.

Genel olarak, daha başlıklarından itibaren belli bir soruna, alana ve sınırlı bir tarihsel bağlama odaklanacağını ilan eden tüm bu yayınlar, eğitimli bir dinleyici kitlesinin isteklerine karşılık verdi.
Bununla birlikte yine son yıllarda farklı uzmanlık alanlarından birçok araştırmacı hem sahadan hem de yazılı belgelerden bilgiler toplama uğraşında bulundu. Toplanan bu bilgilerin analizi ile yeni model ve teoriler üretildi, akademik yayınlar gerçekleştirildi ve zaman zaman üniversite öğretim programlarına dâhil olan yeni dersler de doğdu. Öte yandan, medya çoktan tarih olan ya da en azından çok yakın zamanda tarih olacak bu ses ve video kayıtlarını eğitim amacıyla yayınlamaktan vazgeçmedi.

Kısacası, artık sadece siyasi hudutları belirleyen çizgileri takip ederek sanat müziğinin tatmin edici bir haritasını çizmek imkânsızdır ki o siyasi sınırlar dahi bugünden yarına değişmeye devam ediyor. Belli bir müziği belirli bir bölgeye atamak söz konusu yerel kültürler olduğunda anlamlı olabilir ancak “alan araştırması” ve “etnisite” gibi kavramlar, “etno”-müzikolog olarak tanımlanan, kozmopolit, kültürler-arası, diller-arası müzik ile uğraşan ve her zaman yazılı kaynaklara atıfta bulunan araştırmacıları giderek daha fazla mahcup etmektedir. Bu araştırmalar için daha eski bir kavram olan “karşılaştırmalı müzikoloji” daha uygundur. Giovanni De Zorzi’nin mevcut kitabı, İpek Yolu boyunca, bazen çeşitli fetihlere paralel olarak dolaşan bir düzine insanı, müzisyenleri, enstrümanları ve fikirleri incelediği çalışması da bu anlayışa bir örnektir. Bu anlamda aynı zamanda iyi bir müzisyen olan bir bilim adamının, disiplinin gerektirdiği “müzikal iki dillilik” doğrultusunda yazdığı, karşılaştırmalı müzikolojinin güzel bir örneği ile karşı karşıyayız. İç içe geçen, birbirini sarmalayan bu müzikal köklerin keşfi sayesinde ve küreselleşmenin güncel sonuçlarıyla artık belli bir dünya görüşünün tanımladığı sabit bakış açılarını devam ettirmek imkansız. Bunun yerine geleneklerin kendi oluşum maceralarını, çevreleri ile etkileşimlerini bir bütün olarak ele almak gerekiyor. Bu kitapta benzer bir araştırma yatayda İpek Yolu düşeyde sanat müziği ekseninde yürütülmektedir. Fakat bu kadar farklı unsur nasıl bir arada ele alınabilir? En basit hâliye Giovanni De Zorzi’nin yaptığı gibi, alana dair bilgi birikimi sayesinde ortaya koyduğu ortak paydaları öne çıkaran bir bakış açısı ile ele alınabilir. Tüm bu müzik geleneklerini tek bir ailede buluşturan en belirgin ilke, kökü antik Avrupa’ya da ulaşan ve makam terimine mündemiç modalite ilkesidir. Endülüs’ten Türkistan’a, Yunanistan’dan Kaşmir’e kadar uzanan uçsuz bucaksız bir “makam alanı” vardır. Makam eski teorisyenler tarafından kıyısız bir okyanusa benzetilmiş, her bir özel makam (bahr, buhür’in çoğulu) birer deniz (bahr) olarak tasvir edilmiştir. Makam bir mekân fakat geçmişe uzanan köklerine referansla, melodik formlar üzerindeki etkisi ve ritmik kalıpları yapılandırması ile bir imparatorluk, “Makam İmparatorluğu”dur. Bu açıdan özellikle Orta Asya’daki makam teriminin farklı ritimlerle ölçülen nağme gruplarından oluştuğu göz önünde bulundurulabilir. Her bir toplumun kendi kimliği, dili, inançları ve zevkleri ile bir arada yaşamasına imkân tanıyan yine “Makam İmparatorluğu”dur. Gerçek bir merkezi otoritenin gelişmediği (tarih boyunca sırasıyla Araplar, Farslar, Türkler ve Hintlerin sanat müziği üzerindeki tahakküm dönemleri haricinde) fakat aynı ideoloji, mitler, kahramanlar ve ortak metinler etrafında bir araya gelen bir “İmparatorluk”.  Makamın sadece bir ses skalası ile değil aynı zamanda seyir (seyr, gardesh, yol) ile tanımlandığını gayet iyi bilen Giovanni De Zorzi’nin kitabına seçtiği başlık son derece yerindedir. Kitap onun okuyucuları davet ettiği bir yol, eşsiz manzaraları, muhteşem tarihi durakları, müze, meydan ve pazarları ile çok iyi planlanmış bir gezidir. Aynı zamanda müzik ülkesine bir “Yolculuğa Davet”idir. Makam Yolu bir turist rehberinden fazlası ve önemli bir referans noktası olmaya adaydır, bu engin kültürel coğrafyanın görkemli müziğinin keşfine odaklı, gelecek çalışmalara öncü niteliktedir.

Giovanni De Zorzi, Maqam, Percorsi tra le musiche d’arte in area mediorientale e centroasiatica, (Rome: Squilibri, 2020)

Liked it? Take a second to support Editör on Patreon!
| 2022-06-16T11:50:37+03:00 5 Nisan , 2022|Duyurular|0 Comments

Yazar Hakkında: